Ölümlü yaralanmalı trafik kazası sonrası tazminat davası açılabilmektedir. Eğer kaza sonucunda ölüm meydana gelmişse ölen kişinin desteğinden yoksun kalanlar, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edebilirler. Eğer yaralanma meydana gelmişse bu durumda tedavi giderleri ve iş gücü kaybının tazmini için dava açılır. Ayrıca olay nedeniyle yaşanan üzüntüleri bir nebze olsun dindirebilmek için manevi tazminat talep edilir. Bu davalarda çok yüksek miktarlarda tazminata hükmedildiği için tazminat avukatı yardımı alınması faydalı olacaktır.
Bu davalar kazaya karışan aracın karayolları mali mesuliyet sigortasına karşı açılabileceği gibi aynı zamanda sürücü ve araç işletene karşı açılabilir. Meydana gelen trafik kazası sonrası tazminat davası açılırken sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple dava açılırken poliçe limitleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Aksi halde sigorta avukatına vekalet ücreti ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası
Trafik kazası sonrası tazminat davası , kazanın meydana geldiği yerde açılabileceği gibi davacının yerleşim yerinde veya davalının yerleşim yerinde de açılabilir. Örneğin trafik kazası Konya’da meydana gelmişse ve davacılar Ankara da ikamet ediyorlarsa, davayı Ankara’da açabilirler. Bunun yanında davalılardan biri sigorta şirketi olacağı için davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün olduğu yerde de dava açılabilir. Hemen hemen bütün sigorta şirketlerinin Ankara’da bölge müdürlüğü bulunmaktadır. Bu nedenle davacılar Ankara’da ikamet ediyor olmasa bile davayı Ankara’da açma şansları olacaktır. Yetki konusunda sıkıntı yaşamamak için trafik kazası avukatı yardımı alınması gereklidir. Eğer konu ile ilgili hukuki desteğe ihtiyacınız olursa bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Trafik Kazası Tazminat Yargıtay Kararı
T.C. YARGITAY 4. Hukuk Daires iEsas: 2006/1172Karar: 2006/9350
Karar Tarihi: 19.09.2006
ÖZET: Davacı trafik kazası sonucu daimi işgücü kaybına uğradığını belirterek tazminat istemiştir. Mahkemece, A. Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan alınan daimi işgücü kaybı oranı benimsenerek tazminata hüküm olunmuşsa da, bu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Davacının olay tarihinde elde ettiği gelirin şirketten, sigorta kurumundan ve ilgili resmi yerlerden araştırılması, bu konuda tarafların sunacakları kanıtların toplanması ve tereddüde sebebiyet verilmeksizin davacının geliri belirlenerek hesap raporu alınması gerekir.
(818 S. K. m. 41, 43) (2659 S. K. m. 16)
Davacı A. vekili Avukat Ü. tarafından, davalılar S. Uluslararası Nakliyat Tic. A.Ş. ve K. aleyhine 15.02.2000 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile maddî ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.07.2005 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan S. Uluslararası Nakliyat Tic. AŞ. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19.09.2006 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Avukat D. geldi, karşı taraftan davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı trafik kazası sonucu daimi işgücü kaybına uğradığını belirterek tazminat istemiştir. Mahkemece, A. Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan alınan daimi işgücü kaybı oranı benimsenerek tazminata hüküm olunmuşsa da, bu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası’nın 16.maddesine göre Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan Sosyal Sigorta Sağlık İşleri Tüzüğü hükümlerinden de yararlanılarak davacının daimi işgücü kaybına uğrayıp uğramadığı ve varsa oranı belirlenmelidir. Mahkemece 2659 sayılı Yasa’nın 16. maddesi gözetilmeden alınan rapor doğrultusunda tazminata hükmolunması bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı bir şirkette pazarlamacı olduğunu ve olay tarihinde aylık 250.000.000 TL geliri bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece işlerine bu konuda yazı yazıldığı ve 15.03.2001 tarihli oturum tutanağında cevap geldiği yazılmış ise de, dosya içinde şirket cevabı yazısının bulunmadığı görülmektedir. Zabıta araştırması yapılmış ise de, zabıtanın belirlediği gelir miktarı hesap raporuna esas alınamaz. Davacının ileri sürdüğü ve zabıtanın belirlediği rakamlar, davalı savunması ve sunduğu kanıtlar karşısında tereddüde sebebiyet vermektedir. Bu itibarla davacının olay tarihinde elde ettiği gelirin şirketten, sigorta kurumundan ve ilgili resmi yerlerden araştırılması, bu konuda tarafların sunacakları kanıtların toplanması ve tereddüde sebebiyet verilmeksizin davacının geliri belirlenerek hesap raporu alınması gerekirken, mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
4- Trafik kazası sonucu yaralanan ve sigortalı olduğu anlaşılan davacıya, bu olay nedeniyle sosyal güvenlik kurumu tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığı, varsa miktarı ve peşin sermaye değeri araştırılarak peşin sermaye değerinin tazminattan indirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de bozma nedenidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın 2, 3 ve 4 sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davalı şirket yararına takdir olunan 450,00 YTL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yüklet ilmesi ne ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.