Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

İdare Hukukunda Atama İşleminin İptali

Esas :2008/105
Karar:2009/144
Tarih:26.02.2009

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : Çankaya Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. … – Av. …
İstemin Özeti : Ankara 8. İdare Mahkemesinin, 11.10.2007 günlü, E:2007/970, K:2007/2226 sayılı ısrar kararını davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Bülent Küfüdür’ün Düşüncesi : Belediye başkanı onayına dayalı olarak belediye başkan yardımcılığı görevine yapılan bir atamanın açık hata oluşturduğunun anlaşılması durumunda bu atamanın belediye meclisinin onayına sunulması zorunlu olmadığı gibi, bu atama işleminin geri alınması sırasında belediye meclisinin onayının alınmasının da gerekmediği, bu tür bir geri alma işlemine karşı açılan davada idarece ileri sürülen geri alma nedeninin hukuka uygunluğunun incelenmesinin gerektiği, incelenen olayda ise, davacının belediye başkan yardımcılığı görevinden alınmasını gerektirecek hukuken geçerli bir neden bulunmadığından, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı ve İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Kemal Bilecen’in Düşüncesi : İleri sürülen nedenlere göre, Danıştay 5. Dairesince verilen 1.6.2007 tarihli, E:2006/8545, K:2007/2808 sayılı olup karar düzeltme isteminin kabulü ile Ankara 8. İdare Mahkemesinin 17.12.2004 gün ve E:2004/1538 K:2004/1888 sayılı kararının bozulmasına dair kararda yer verilen gerekçenin yasal bulunması nedeniyle, temyiz isteminin kabulü ile Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen 11.10.2007 gün ve E:2007/970, K:2007/2226 sayılı ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı olan davacının, 19.3.2004 günlü atama onayının iptal edilerek eski kadro ve görevi olan şehir plancılığına iadesine ilişkin 8.4.2004 günlü işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Ankara 8. İdare Mahkemesi 17.12.2004 günlü, E:2004/1558, K:1888 sayılı kararı ile; davacının şehir plancısı olarak atandığı asil kadrosu dışındaki tüm görevleri görevlendirme yoluyla yürüttüğü, Başkan Yardımcılığı görevine ise, yalnızca Başkan onayı ile atandığı, bu onayın 1580 sayılı Yasa’nın öngördüğü biçimde belediye meclisine sunulmadığı; buna göre davacının, yasaya uygun yöntemle atanmadığı başkan yardımcılığı görevinden alınmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Beşinci Dairesinin 10.4.2006 günlü, E:2005/1200, K:2007/2808 sayılı kararı ile; onanmış; ancak, davalı idarenin karar düzeltme istemi kabul edilerek anılan karar kaldırılmış ve Danıştay Beşinci Dairesinin 1.6.2007 günlü, E:2006/8545, K:2007/2808 sayılı kararı ile; davacının, belediye başkan yardımcılığı görevine atandığı tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Kanun’un 96. maddesine aykırı olarak, bu atamasının belediye meclisinin onayı alınmadan gerçekleştirilmiş olmasının, ilgilinin bu görevden alınırken de belediye meclis onayı alınmaması sonucunu doğurmayacağı, böyle bir yaklaşımın idare hukukun genel ilkelerinden biri olan usulde ve yetkide paralellik ilkesinin yasal hükümlere aykırı ve keyfi nitelikte kullanılmasına yol açacağı; olayda, davacının belediye başkan yardımcılığı görevinden alınarak, şehir plancılığı görevine atanmasına ilişkin dava konusu işlemin ilk toplantısında belediye meclisinin onayına sunulmaması karşısında, söz konusu atama işleminde 1580 sayılı Yasa’ya ve usulde ve yetkide paralellik ilkelerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı, Ankara 8. İdare Mahkemesinin 11.10.2007 günlü, E:2007/970, K:2007/2226 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan ve belediye memurlarının atanmalarında izlenecek yolu gösteren 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 96. maddesinin (B) bendinin 2. fıkrasında “…bilumum belediye memurları ilk içtimaında belediye meclisince tasdik olunmak şartıyla belediye reisi tarafından intihap ve tayin olunurlar.” hükmüne yer verilmiş, Kanunun 54. maddesinde de, belediye meclisinin adi toplantısının Ekim, Şubat ve Haziran ayları başında olmak üzere yılda üç defa olduğu, önemli ve acele bir iş çıkarsa belediye başkanının yazılı çağrısı veya üyeden üçte birinin gerekçeli teklifi veyahut valinin doğrudan doğruya çağırması üzerine meclislerin olağanüstü toplanacağı, olağanüstü toplantılarda çağrıyı gerektiren konudan başka bir işin görüşülemeyeceği hükmü yer almıştır.
1580 sayılı Kanunun 96. maddesinin (B) bendinin 2. fıkrasının yukarıda metni yazılı hükmü ile tüm belediye memurlarının belediye başkanınca tayin edildikten sonra atamalarının belediye meclisince onaylanması koşulu getirilmiştir.
Belirtilen düzenlemeye göre belediye memurlarının ve başkan yardımcılarının atama işlemleri belediye başkanı tarafından, belediye meclisinin onayı koşuluna bağlı olarak yapılacak tayin ve belediye meclisinin onayı ile tamamlanmakta ve onaylanmayan tayin işlemi ise onayın reddi tarihine kadar hüküm ifade etmektedir. Atama konusunda, belediye başkanı ile belediye meclisi arasında mutabakat bulunmaması ve bunun başkan ile meclis arasında bir ihtilaf mevzu yapılması halinde uygulanacak izlenecek yol ise aynı Kanunun 97. maddesinde gösterilmiş ve bu halde meclis kararına karşı dava açılabileceği belirtilmiştir.
Belirtilen hukuksal duruma göre, belediye meclisinin onayı yürürlük koşulu değil geçerlik koşuludur. Yasa hükmünün açık ifadesinde de anlaşılacağı gibi, belediye meclisinin onama yetkisi, atama işleminden sonra yapılacak ilk toplantı dönemi ile sınırlıdır. Konu, 1580 sayılı Yasanın bütünlüğü içinde incelendiğinde, yasa koyucunun, bu yönde hüküm getirirken bir yandan onama yetkisinin temelinde yatan denetim amacının kısa sürede gerçekleşmesini sağlamayı, öte yandan, belediye başkanının atama işlemiyle görevine başlamış olan memurun statüsünün uzun süre askıda kalmaması ve böylece memur güvencesinin zedelenmemesi gibi olumsuz bir durumun doğmasını önlemeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.
Bununla beraber, belediye meclisinin söz konusu onama yetkisi, atama işleminin, konuya ilişkin mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığının araştırılması ve incelenmesine yöneliktir. Bu nedenle, belediye meclisinin bu konudaki yetkisi sınırlı bir yetkidir. Belediye başkanı tarafından ataması yapılan kişi belediye meclisinin onayına sunulmadan önce fiilen göreve başlatılmakta, aylık ve özlük haklarını almakla kısacası statüye girmektedir. Belediye meclisi belediye başkanı tarafından yapılmış olan atamayı onaylarsa ilgilinin statüsü devam etmekte, onaylanmaz ise statüsü sona ermektedir.
Diğer taraftan, unsurlarında hukuki noksanlıklar, sakatlıklar bulunan idari işlemler, işlemi yapan idari makam tarafından bazı kayıt ve şartlar altında re’sen geri alınabilirler. İdari işlemin geri alınması prensip olarak onu yapan makama aittir. Ayrıca, işlemi yapmaya yetkili makamın, işlemin bir üst organ, meclis ya da vesayet makamınca onanmasından önce gerekli koşullara uyarak geri alabileceğini de kabul etmek gerekir.
Bu bağlamda; belediye başkanı tarafından yapılan ancak, açıkça hukuka aykırı olduğu sonradan anlaşılan bir atamanın belediye meclisi onayına sunulması (tekemmül ettirilmesi) zorunlu olmadığı gibi, unsurlarında hukuki sakatlık bulunan ve belediye meclis onayına sunulmamış olan bir atama işlemi, atamayı yapan makam olan belediye başkanı tarafından geri alınabileceğinden, bu şekilde geri alma işleminde belediye meclisinin onayı gerekmemektedir.
Dolayısıyla, belediye meclis onayına sunulmadan önce hukuka aykırı olduğu savıyla idarece geri alınan bir atama işleminin iptali istemiyle açılan davada, geri alma nedeninin hukuka uygunluğunun incelenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, davalı Belediye İmar Müdürlüğü emrinde şehir plancısı kadrosunda ve görevlendirme ile İmar İşleri Müdürü olarak görev yapmakta iken, belediye başkan yardımcısı olan bir kişinin istifa ederek ayrılması üzerine boşalan belediye başkan yardımcılığı görevine 19.3.2004 tarihli Belediye Başkanı onayı ile atamasının yapıldığı, daha sonra belediye başkan yardımcılıklarına yapılan atamaların ve diğer bazı atamaların mahalli idareler seçimine on gün gibi kısa bir süre kala ve tekrar aday olmayacağı belli olan önceki belediye başkanı tarafından yapılmasının kamu yararına olmayacağı gibi etik bir davranışta olmadığı yönündeki Belediye Hukuk Müşavirliğinin görüş yazısı ile, Belediye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın bu atamaların Kanuna aykırı olduğu yolundaki yazısı üzerine atama işleminin kurulmasından 19 gün sonra Belediye Başkanı onayına dayalı 8.4.2004 tarihli işlem ile, söz konusu atamanın kamu yararı ve hizmet gerekleri ilkesine ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle geri alınarak, davacının önceki görevi olan şehir plancılığına iade edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, ayrıca davacının belediye başkan yardımcılığı görevine atandığı 19.3.2004 tarihinden sonra ilk belediye meclis toplantısının mülga 1580 sayılı Kanunun 54. maddesine göre Haziran-2004’de olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte henüz ilk toplantı zamanının gelmemiş olduğu ve olağanüstü toplantı yapıldığına dair bilgi ve belgenin de dosyada mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununun 101. maddesinde, belediye başkanının kendi sorumluluğu ve gözetimi altında görevlerinden bir kısmını, başkan adına yürütmek ve sonuçlandırmak üzere yardımcılarına verme yetkisine sahip olduğu belirtilmiş, aynı Kanunun 95, 96 ve 100. maddelerinde belediye başkan yardımcılarının durumuna değinilmiş ve Kanunun 126. maddesinde de belediye başkanlarının kendi sorumlulukları altında yardımcılarına ita amirliği yetkisi verebilecekleri belirtilmiştir.
Anılan Yasa hükümleri, belediye başkan yardımcılarının, belediye başkanına çok yakın çalışan, onun yetkilerini devralan ve onun adına hareket eden kadrolar olduğunu göstermektedir.
İncelenen olayda ise, mahalli idareler seçimlerine on gün gibi çok kısa bir süre kala tekrar aday olmayacağı kesinleşen belediye başkanı tarafından boş olan müdürlükler ile uzun süredir görevlendirme ile yürütülmekte olan belediye başkan yardımcılığı kadrosuna asaleten atamalar yapılmış olup, bu kapsamda davacı da dava konusu işlemle belediye başkan yardımcısı kadrosuna atanmıştır.
Bu durumda; şehir plancısı kadrosunda olup, görevlendirme ile İmar İşleri Müdürlüğü görevine yürüten davacının, mahalli idareler seçimlerine çok kısa bir süre kala, belediye başkanına çok yakın çalışan ve onun yetkilerini devralabilen belediye başkan yardımcısı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemde kamu yararına ve hukuka uygunluk bulunmaması karşısında, söz konusu atamanın kısa bir süre sonra (19 gün sonra) geri alınarak davacının önceki görevi olan şehir plancılığına atanmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık olmadığından, İdare Mahkemesi’nin davanın reddi yolundaki ısrar kararı sonucu itibariyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin reddi ile temyize konu Ankara 8. İdare Mahkemesinin 11.10.2007 günlü, E:2007/970, K:2007/2226 sayılı ısrar kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, 26.02.2009 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava, Çankaya Belediyesinde Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan davacının, bu göreve atanmasına ilişkin 19.3.2004 günlü atama onayının iptal edilerek önceki görevi olan şehir plancılığına iade edilmesine ilişkin işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlemin kurulduğu tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununun 94. maddesinin (B) bendinin 2. fıkrası hükmüne göre, belediye başkan yardımcısı kadrosuna belediye başkanınca atama yapılacağı ve bu atamanın belediye meclisinin ilk toplantısında meclisin onayına sunulması gerektiği, bu şekilde gerçekleşmiş bir atamadan sonra anılan görevden alırken de aynı usule uyulması gerekeceği açıktır.
Bununla birlikte belediye başkanının onayına dayanılarak belediye başkan yardımcısı kadrosuna yapılmış olan bir atamanın çok ağır sakatlıklar oluşturduğunun sonradan anlaşılması durumunda bu atamanın tekemmül etmesi için belediye meclisinin onayına sunulması zorunlu olmadığı gibi, açık bir şekilde hukuka aykırı ve meclis onayına sunulmamış olan bir atamanın, atamayı yapan belediye başkanı tarafından geri alınabileceği, dolayısıyla böyle bir durumda geri alma işlemi için belediye meclisinin onayına gerek bulunmadığı da kuşkusuzdur.
İncelenen olayda; davacının belediye başkan yardımcısı kadrosuna atamasının yetkisiz makam tarafından yapıldığı veya davacının bu kadroya atanması için aranan koşulları taşımadığı yönünde bir saptama olmadığı gibi idarenin de bu yönde savı bulunmamaktadır.
Davacının atamasının mahalli idareler seçimine on gün kala tekrar aday olmayacağı belli olan belediye başkanı tarafından yapıldığı savının ise anılan atama işleminin geri alınmasını gerektirecek bir hukuki sakatlık oluşturmaması ve bunun dışında hukuken geçerli bir nedenin de ileri sürülememesi karşısında, davacının belediye başkan yardımcılığına atanmasına ilişkin işlemin geri alınmasına ilişkin dava konusu işlemde neden ve amaç unsurları yönünden hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesinin ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- Davacının, belediye başkan yardımcılığı görevine atandığı tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununun 96. maddesinin (B) bendinin 2. fıkrasına aykırı olarak, bu görevine atamasının belediye meclisinin onayı alınmadan gerçekleştirilmiş olması, ilgilinin bu görevden alınırken de belediye meclisi onayı alınmaması sonucunu doğurmamaktadır. Böyle bir yaklaşımın, idare hukukunun genel ilkelerinden biri olan usulde ve yetkide paralellik ilkesinin yasal hükümlere aykırı ve keyfi nitelikte kullanılmasına yol açacağı tabidir.
Belediye meclisinin söz konusu onama yetkisinin, atama işleminden sonra yapılacak ilk toplantı dönemi ile sınırlı olması, bu yetkinin atama işleminin konuya ilişkin mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığının araştırılmasına ve incelenmesine yönelik bir yetki olması nitekim belediye başkanının atama onayı ile birlikte ilgilinin fiilen belediye başkan yardımcılığı görevine başlaması ve aylık ve özlük haklarından yararlanması, bir başka anlatımla statüye girmesi karşısında belediye başkanının atama onayı ile birlikte atama işleminin tekemmül ettiğini kabul etmek gerekmektedir. Ayrıca, belediye başkanı tarafından yapılan bir atama işleminin, 1580 sayılı Yasanın 96. maddesinde öngörülen şekilde belediye meclisinin onayına sunulması konusunda idare bağlı yetki içerisinde olup, idarenin yapılan bir atamayı meclis onayına sunup, sunmama konusunda takdir yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, 1580 sayılı Kanunun 96. maddesi uyarınca belediye meclisinin onayı aranan atamalarda, atanırken olduğu gibi bu görevden de alırken belediye meclisinin onayının alınması gerekmekte olup, atama sırasında bu usule uyulmamış olması, bu görevden alınırken de uyulmaması sonucunu doğurmamaktadır.
Bu bağlamda; davacının, belediye başkan yardımcılığı görevinden alınarak şehir plancılığı görevine atanmasına ilişkin dava konusu işlemin ilk toplantısında belediye meclisinin onayına sunulmaması karşısında, söz konusu atama işleminde 1580 sayılı Kanuna ve usulde ve yetkide paralellik ilkelerine uyarlık bulunmadığı, dolayısıyla İdare Mahkemesinin ısrar kararının Danıştay Beşinci Dairesinin anılan bozma kararı doğrultusunda bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XXX- Dava konusu atama işleminin, mülga 1580 sayılı Kanunun 96. maddesinin (B) bendinin 2. fıkrası uyarınca belediye meclisinin onayına sunulmamış olması nedeniyle şekil yönünden hukuka aykırı olduğundan bahisle iptali gerektiğinden, İdare Mahkemesinin ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması gerekeceği, bu nedenle davanın esasının incelemeyeceği gerekçesiyle karara katılmıyorum.