Esas :2011/1533
Karar:2011/8238
Tarih:18.07.2011
İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı kiracı borçlu ve müteselsil kefil Ahmet hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davalıların itirazının kısmen kaldırılmasına ve davalı kiracının tahliyesine karar verilmesi üzerine karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere ve kararın dayandığı gerekçeye göre davalı kiracı L… Dış Tic. ve Metal San. Ltd. Şti.’nin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı müteselsil kefil Ahmet’in alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı tarafından 11.06.2010 tarihinde borçlular kiracı ve kefil hakkında başlatılan icra takibinde 01.05.2002 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanılarak 01.05.2010-01.05.2011 tarihleri arası 31.200,00.-TL kira alacağı ve tahliye istenmiştir. Kira sözleşmesinin özel koşullar bölümünün 7. maddesinde taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu sürece kefilin sorumluluğunun devam edeceği 1 yıl ile sınırlı olmadığına ilişkin hüküm yer almaktadır.
Her ne kadar sözleşmede özel koşullar bölümünün 7. maddesinde kefilin sorumluluğunun kiracı kiralayan ilişkisi devam ettiği müddetçe devam edeceği ve bir yıl ile sınırlı olmadığı kararlaştırılmış ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2006 gün ve 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi BK.nun 484. maddesi hükmü gereğince, yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca, kiracının ödemekle yükümlü olduğu kira paralarından, kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir. Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun’un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun (kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması da şarttır. Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir.
Bu nedenle taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin gerek sorumlu olacağı süre, gerekse azami miktar gösterilmemiş olduğu için kefilin sorumluluğu sözleşmenin düzenlendiği tarih olan 01.05.2002 tarihinden itibaren bir yıl süreyle sınırlıdır. Davacının başlatmış olduğu icra takibi ile kefilin sorumlu olduğu bu dönemden sonra gelen 01.05.2010-01.05.2011 tarihleri arası kira bedeli, sorumluluk süresi içinde bulunmadığından kefil hakkında bu kira alacağına hükmedilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, kefil yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı kiracının temyiz itirazlarının reddi ile kararın tahliye ve alacak yönünden davalı kiracıya ilişkin kısmının (ONANMASINA), 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı kefilin alacağa yönelik temyiz itirazının kabulü ile kararın kefil yönünden (BOZULMASINA) ve onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.