Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Davası

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1995/2-138

K. 1995/384

T. 12.4.1995

• FERAGAT ( Boşanma davasında )

• BOŞANMA ( Fiili ayrılık )

• FİİLİ AYRILIK SEBEBİYLE BOŞANMA

743/m.134

1086/m.95,91

ÖZET : Feragat ve kabul, kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eder. Feragat beyan tarihinde hukuki sonucunu doğurur. Feragat üzerine verilen kararın taraflara tebliği suretiyle şekli kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur.
Tarafların önce görülen ve feragat nedeniyle red edilen davanın kesinleşmesinden itibaren yaşamlarını fiilen ayrı sürdürdükleri ve 3 yıl bir araya gelmedikleri sübuta erdiğinden, boşanmaya karar verilmesi gerekir.
DAVA ve KARAR :
Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 7.4.1994 gün ve 1993/420-1994/222 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27.6.1994 gün ve 1994/6061-6578 sayılı ilamı:
( … Feragat ve kabul, kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eder ( HUMK. md.95 ). Feragat beyan tarihinde hukuki sonucunu doğurur ( H.G.K. 1991/2-550630, 2H.D. 5235/1993 ). Feragat üzerine verilen kararın taraflara tebliği suretiyle şekli kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Önceki boşanma davası 9.6.1989 tarihinde feragatle sonuçlanmış, iş bu dava ise 5.7.1993 tarihinde ikame edilmiştir. O halde Medeni Kanunun 134/son maddesi koşulları oluştuğu halde yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, M.K.’nun 3444 sayılı Yasa ile değişik 134/son maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkindir.
Davacının, karısı davalı aleyhine zina sebebine dayalı olarak 17.3.1987 tarihinde Üsküdar Asliye 2.Hukuk Mahkemesinde açtığı ve önce görülen dava, 9.6.1989 tarihinde davadan feragat nedeniyle redle sonuçlanmış ve karar temyiz edilmeksizin 26.9.1989 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı kocanın yine eşi davalı aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılması Hukuki sebebiyle 15.8.1988 tarihinde Üsküdar Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde ikame ettiği boşanma davası da, Mahkemece red edilmiş ve bu karar da 1.4.1991 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Temyize konu dava ise 5.7.1993 tarihinde açılmıştır.
Gerçekten 3444 sayılı Yasa ile değişik M.K.’nun 134/son maddesinde, boşanma sebeplerinden herhangi birisiyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun müşterek hayat yeniden kurulmamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir hükmü yer almıştır. Tarafların, önce görülen ve feragat nedeniyle red edilen davadan itibaren fiilen ayrı yaşamlarını sürdürdükleri ve müşterek yuvayı devam ettirmek üzere bir araya gelmedikleri hususunda bir uyuşmazlık yoktur. HUMK.’nun 91. maddesinde feragatın iki taraftan birinin netice-i talebinden vazgeçmesi olduğu belirlendikten sonra 95. maddesinde de, feragatin kat’i bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, Üsküdar Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde önce açılan zina nedenine dayalı boşanma davası feragat nedeniyle de olsa redle sonuçlanmış ve kesinleşmiştir. Temyize konu davanın açıldığı tarih itibariyle de davanın reddine ilişkin ilk kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl geçmiş durumdadır. bu itibarla olayda, M.K. 134/son maddesinde öngörülen koşulların oluşturduğu vurgulanmak suretiyle davanın kabul edilmesi gereğine işaret eden ve Yasa koyucu tarafından M.K.’nun boşanma ile ilgili gereğine işaret eden ve Yasa koyucu tarafından M.K.’nun boşanma ile ilgili hükümlerine yönelik olarak 3444 sayılı Yasa ile getirilen yeni düzenleme ile güdülen amaç da nazara alınmak suretiyle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 9.2.1994 gün 1993/2-846 E-1994/46 K. sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. O halde Usul ve Yasa’ya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.