Boşanma davası eşlerden birinin ikametgahında, son altı ayda birlikte ikamet ettikleri yerin mahkemesinde ya da aile mahkemesinde açılabilir. Eşlerden biri başka bir şehre gittiği zaman oradan da davayı açabilir.
Yabancı uyruklularla evlenenler için, bulundukları ülkenin mahkemesi bu davayı kabul etmişse, Tükiye’de de bir tanıma tenfiz davası açmak gerekir. Başka bir ülkede boşanma gerçekleşmişse, Türk mahkemesinden de bunun tescil edilmesi gerekir.
Boşanma davası açmak için nüfus ve adres bilgileri yeterlidir. Basit bir dilekçeyle boşanma istemini ve gerekçelerini dile getirmek gerekir. Boşanmayla ilgili açılacak davada maddi manevi tazminatı, kusurun ne olduğunu belirtmekte fayda vardır. Çünkü mahkeme ona göre gerekli belgeleri toplayacaktır.
Karşı tarafın adresini de dilekçeye yazmak gerekir, çünkü mahkeme ileriki aşamada karşı tarafın mali ve iştimal durumunu belirlemek için onun bulunduğu adresten polis marifetiyle gelir durumunu, mal varlığını belirleyecektir. Bu belirleme, sonraki nafaka, tazminat gibi konularda yönlendirici olacaktır.
Boşanma davası için avukata gerek var mı?
Eski kanunumuza göre iki çeşit oluyordu boşanma. “Şiddetli geçimsizlik” adı altında genel boşanma sebebi ile özel boşanma sebepleri vardı. Daha sonra anlaşmalı boşanma getirildi.
Hiçbir durum için aslında avukata gerek yok. Basit bir dilekçeyle halledilebiliyor. Fakat söz konusu olan anlaşmalı boşanma dahi olsa, tarafların haklarının korunması adına bir protokol yapılması gerekeceğinden, çok küçük konular bile problem olabilir. Bu konuda uzman olan avukat yardımıyla bunları çözmek çok daha kolay olur.
Yapılacaklar konusunda iki taraf da anlaşmışsa, çok rahatlıkla avukatsız boşanabilirler. Ancak işlem sadece hakimin “boşandınız” demesiyle bitmiyor. Mahkemenin bunu kesinleştirmesi, kararın temyizden geçmesi, nüfus müdürlüğüne gerekli talimatın yazılması gibi işleri avukatın yapması çok daha kolaydır.
Çekişmeli boşanmalarda mutlaka avukata ihtiyaç vardır. Delillerin oluşturulması, tazminatlar, çocukların kimde kalacağı gibi pek çok konuda avukatın uzmanlığı gereklidir. Aile hukuku, hakimin çok geniş takdir yetkisine sahip olduğu bir hukuktur. Bu nedenle delilleri değerlendirmek, önceden hazırlanmak çok önemlidir.
Boşanma davası hangi gerekçelerle açılabilir?
1. Anlaşmalı Boşanma: Yani taraflar çocuğun kimde kalacağından mali konulara kadar protokolleri belirleyerek mahkemeye başvurduklarında hakimin onayıyla boşanabilirler.
2. Genel Boşanma (Şiddetli Geçimsizlik): İkincisi, genel boşanma sebebi dediğimiz şiddetli geçimsizlik vardır. Burada davayı kim açmışsa kendi kusuru olmadığını ve aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu tanıklar vasıtasıyla ispat etmek durumundadır.
3. Özel Boşanma Sebepleri: Üçüncü boşanma gerekçesi olarak, özel boşanma sebepleri vardır. Bunlar da altı aydan fazla sürmüş terk, akıl hastalığı, cana kast ve fena muamele, onur kırıcı davranış, zina, suç işlemek ve haysiyetsiz yaşamdır.
Hayatın her durumu kanuna yazılamayacağı için, kanunda yazmayan durumlar için Yargıtay karar vermek durumunda kalır. Boşanma gerekip gerekmeyeceği konusunda, tarafların ve şahitlerin beyanlarına dayanarak karar verir. Mahkemelerin bu karara uyma zorunluluğu yoktur, direnme kararı verebilir. Bunun üzerine de Yargıtay Genel Kurulu iştihatı birleştirme kararı denilen, bir kanun metni gibi geçerli olan bir karar verir. Kanunumuza bu şekilde, özellikle kadınların lehine birçok ekleme yapılmıştır.
Boşanma davası hangi durumlarda reddedilir?
Hakim deliller oluştuktan sonra boşanma davasını kabul veya reddeder. Kanun, kusurlu tarafın boşanma davası açmaya hakkı yoktur, diyor. Hakim kusurlu tarafı tespit etmek için, o çift arasında geçenleri bilen insanları, yani tanıkları dinler, davayı açanın kusurlu olduğunu görürse davayı reddeder.
Özel boşanma sebepleri söz konusu ise, örneğin, akıl hastalığı ile ilgili bir dava açılmışsa, doktor karşı tarafa “akıl hastalığı yoktur” raporu verirse, dava reddedilir.
Terk sebebi ile ilgili açılan davalarda, bir ihtarname çekilir karşı tarafa. Geri dönerse dava reddedilir.
Haysiyetsiz hayatı ya da onur kırıcı davranışı ispat edemezseniz, dava reddedilir.
Dava reddedildiği tarihten itibaren eğer üç yıl sürmüşse bir ayrılık, bu çiftin anlaşamayacağı zaten belli olmuş olduğundan, yeniden bir boşanma davasıyla, “Biz üç yıl ayrı kaldık, karı koca gibi bir araya gelme irademiz oluşmadı” diyerek, bunu ispatlayan taraf yine boşanma davası açabilir.
Boşanma davasında çocuğun velayetine nasıl karar verilir?
Velayet konusunda hakim öncelikli olarak çocuğun menfaatini düşünür. Tarafların durumlarını göz önünde bulundurur. Fakat Türkiye’de tarafların durumundan ziyade daha çok anne çocuğu almaktadır. Yani anne ister ve hakim de verir. Çok aksi bir durum olmadıktan sonra kadın çalışmasa dahi kadın tarafı çocuğu alır.
Kadın, boşanma gerçekleştikten sonra, zaman içinde erkeğin başka biriyle evlenmesi gibi durumlarda yanlış karar verdiğini, çocuğu almakla birtakım sorumluluklar altına girdiğini, aldığı nafaka ile yaptığı iş arasında bir yetersizlik olduğunu düşünerek nafakanın artırılmasını isteyebilir.
Hakim, kim daha çok sevgi dolu, çocuğa daha iyi bakabilir, daha iyi okullarda okutabilir, psikolojik ve sosyolojik olarak çocuğun iyi bir vatandaş olması için katkıda bulunabilir gibi kriterlere de bakarak velayeti taraflardan birine verir.
Altı yaşına kadar çocuk annede kalır, sonra baba alır gibi şehir efsaneleri vardır; ancak bunların kanunda hiçbir karşılığı yoktur.
Boşanmak için gösterilen gerekçe kanıtlanmak zorunda mıdır?
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre, bir şeyi iddia eden, ispatlamakla yükümlüdür. İddianızı delille kanıtlarsınız. İddia ettiğiniz şeyi karşı taraf kabul edebilir ya da belgelerle ispatlayabilirsiniz. Örneğin, maaş bordrosu ile karşı tarafın gelirini ispatlarsınız. Karşı taraf, belgelerin aksini ispat edebilir. Örneğin, iş yerinden asgari ücret gibi görünen bordro almıştır, halbuki çok daha fazla maaş alıyordur. Sonra bunun aksi de tanıklarla ispat edilebilir.
Banka hesapları, trafik kayıtları gibi belgeler, mali durumu ispatta kullanılır. Şahitler, kusurun kimde olduğuna dair hakimi ikna etmeye yönelik kullanılır. Çünkü tazminatlar kusur konusu dikkate alınarak belirlenir. Kusurlu olanın dava açmaya bile hakkı yoktur. Kusurlu iseniz davayı kaybedersiniz.
Eşlerden biri boşanmak istemiyorsa dava nasıl ilerler?
Eşlerden birinin boşanmak istememesinin sebebi, gerekli maddi gücü olmaması, karşı tarafa bedel ödetmek istemesi, alacaklarını alma yolunda bunu bir araç olarak görüp davayı uzatmak istemesi olabilir.
Hakim, dosyanın tamamlanmasıyla zaten kararını verecektir. Tarafların uzatmasına bağlı değildir karar. Ancak istemeyen eş, gerekli belgeyi vermeyerek bir veya iki celse uzatabilir davayı.
Tarafların aile nüfus tablosu, şahit beyanları, gerekli evraklar gelip dosya tamamlandığında, hakim için aydınlatılması gereken herhangi bir konu kalmadığında hakim kararını verir; ya davayı kabul eder ya da reddeder.
Anlaşmalı boşanma nedir?
Anlaşmalı boşanma için tarafların en az bir yıl evli kalmış olması gerekir. Bundaki temel amaç, hakim aile hukukunu korumak zorunda olduğu için, insanları biraz daha düşünmeye sevk etmektir.
Anlaşmalı boşanma için aile mahkemesine müracat ettiğiniz takdirde mahkeme size bir gün verir. Hakim iki tarafı da orada görmek durumundadır. Diğer tür davalarda görmek zorunda değil, vekille de temsil edilebilirsiniz. Hakim o şahsın iradesinin gerçekten boşanma yönünde olup olmadığını tespit etmek ister. Kişi, kendi rızasıyla mı, yoksa zorlama ile mi davayı açıyor, hakim görmek ister. Hakim ikna olmazsa davayı reddedebilir.
Ama anlaşmalı boşanma davalarını, artık Türk halkının sosyal ve kültürel pozisyonu da yükseldiği için, çok uzatmadan, aklı başında insanlara sunulmuş bir kolaylık olarak ele alıyor kanun.