Velayet konusunda düzenleme yapılırken asıl olan çocuğun en yararına olacak şekilde düzenleme yapmaktır. Bu nedenle velayetin hangi eşte kalacağına karar verilirken her iki tarafın sosyal, ekonomik ve kültürel durumları ile çocuğun bedeni, ahlaki, fikri gelişimi, öğrenim durumu gibi koşulların hepsi birlikte değerlendirilir ve bunun sonucunda çocuğun hangi eşin yanında kalması daha yararına olacaksa o şekilde düzenleme yapılır.
Velayet konusunda yaygın yanlışlardan birisi erkek çocuğun anneye, kız çocuğun ise babaya verileceğidir. Önemli olan çocuğun yararına olan düzenlemeyi yapmaktır. Bu konuda anne bakım ve şefkatine muhtaç yaştaki çocuğun anneden ayrılmamasının çocuğun yararına olacağı kabul edilmektedir. Anne bakımına muhtaç yaştaki çocuk, ancak annenin yanında kalmasının çocuğun gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller varsa anneden ayrılır. Yine birden fazla çocuk varsa bu çocukların birbirinden ayrılmamasının çocukların yararlarına olacağı kabul edilir.
Boşanma kararının verilmesinin ardından, velayet kendisine verilmeyen eş ile çocuk arasında kişisel ilişkiler düzenlenir. Bu düzenlemede yine çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Eğer bir evlilik birliği bitme noktasına gelmişse, bu evliliği bitirirken tarafların üzerinde önemle ve öncelikle durması gereken konu çocuklarının boşanma sürecinden en az zararla çıkmasının sağlanmasıdır. Kuşkusuz boşanma kararı çocukları etkileyecektir, ancak çocukların asıl etkilendiği kısım boşanma sürecinin yaşanma şekli ve bu süreçte yaşanan olaylardır. Bu nedenle anne ve babalar, çocuğu boşanma sürecine hazırlama konusunda mutlaka profesyonel yardım almalıdır. Unutmayalım sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerden oluşur.