E:2004/537
K:2004/1471
T:12.2.2004
ÖZET : 1- Davalı kadın, hakkında önceki boşanma davasının açıldığı tarih ile red kararının kesinleştiği 30.01.2002 tarihi arasıdaki dönemde ayrı yaşama hakkına sahiptir. Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde öngörülen 4 aylık ihtar gönderme süresi hesap edilirken 30.01.2002 başlangıç tarihinin nazara alınması gerekirken bu yön dikkate alınmadan ve 4 aylık ihtar çekme süresi dolmadan 23.5.2002 günlü ihtar kararına dayanılarak boşanmaya karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Davalı kadının bağımsız nafaka davası açması, boşanma davasında hükmedilmesi gereken tedbir nafakası yönünden derdest sayılamaz. O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekir.
(4721 s. kanun m. 164, 185/3, 186/3)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı kocanın davalı hakkında Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 2001/10 esas sayılı boşanma davası red ile sonuçlanmış, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesince onanmasına ilişkin ilam taraflara en son 15.01.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Onama ilamına karşı taraflar 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmadıklarından mahkemenin red kararı 30.01.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı kadın hakkında boşanma davasının açıldığı tarih ile red kararının kesinleştiği 30.01.2002 tarih arasıdaki dönemde ayrı yaşama hakkına sahiptir. Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde öngörülen 4 aylık ihtar gönderme süresi hesap edilirken 30.01.2002 başlangıç tarihinin nazara alınması gerekirken bu yön dikkate alınmadan ve 4 aylık ihtar çekme süresi dolmadan 23.5.2002 günlü ihtar kararına dayanılarak boşanmaya karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Davalı kadının Samsun’da bağımsız nafaka davası açması, boşanma davasında hükmedilmesi gereken tedbir nafakası yönünden derdest sayılamayacağı gibi, davacının usulüne uygun derdestlik itirazı da yoktur.
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına ( TMK. md.186/1 ) geçimine, ( TMK md.185/3 ) malların yönetimine ( TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215 ) ve çocukların bakım ve korunmasına ( TMK.md.185/2 ) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden ( resen ) almak zorundadır. O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyize konu kararın l. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 12.02.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.