Başlamadan önce belirtmek isterim ki; konuyu anlatırken, hukuki bir dille değil de, siz okuyucuların anlayacağı daha yalın bir dille ve meslek hayatımda karşılaştığım olaylarla kıyas yaparak anlatmaya çalışacağım.
Türk Hukukunda, boşanma davası çekişmeli ve çekişmesiz olarak ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli boşanma davası; boşanma davasında tarafların bir tanesi eşinden boşanmak isterken, diğer taraf, yani boşanmak isteyen tarafın eşi boşanmak istemiyorsa bu dava türüne ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI denir. Her iki tarafta boşanmak istiyorsa, yukarıda açıkladığımın tersi olarak ÇEKİŞMESİZ BOŞANMA DAVASI olarak nitelendirilir. Aslında Çekişmesiz Boşanma Davası aslında halk arasında ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI olarak da bilinir. Anlaşmalı Boşanma Davası hakkında daha sonra ki yazılarımda bilgi vereceğim.
Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemeleri 09.03.2003 tarihli Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile birlikte özel olarak kurulmuş mahkemelerdir. Boşanma davası her zaman, davanın açıldığı yerin ilgili Aile Mahkemesi Hakimliğinde görülür.
Boşanma davalarında yetkili mahkeme ise, boşanma davasının hangi yerdeki aile mahkemesinde görüleceğidir. Medeni Kanunun 168. maddesinde; “Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden (taraflardan) birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” şeklindedir. Şöyle ki, davacı taraf boşanma davasını ya tarafların birinin yerleşim yerine bağlı aile mahkemesinde ya da taraflar davadan önce son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yere bağlı aile mahkemesinde açması gerektiğidir. Son 6 aydan beri birlikte oturdukları yerin mahiyeti; tarafların boşanma davasından önce fiili olarak ayrı yaşadığı durumlar için oluşturulmuştur. Kısaca davacı tarafın yetki konusunda, seçimlik hakkı mevcuttur.