Esas :2010/1615
Karar:2010/3201
Tarih:22.03.2010
-YARGITAY İLAMI-
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı olan eşi Yaşar’ın, mirastan mal kaçırmak amacıyla dava konusu 101 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümünü muvazaalı satış işlemiyle davalıya temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, arada bağlantı bulunduğu gerekçesi ile davanın, Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/352 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirme kararı, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Celal Çelik’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, eldeki davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülen Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2007/352 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Oysa, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasanın 1 ve 4. maddelerinde aile mahkemelerinin görevi tanımlanarak, Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısım (vesayetle ilgili hükümleri) hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlerle sınırlı olduğu açıklanmıştır. Görüldüğü üzere, bu tür davalar aile hukuku ile ilgilidir. Ne varki, eldeki dava mirasçının, miras bırakanın muvazaalı işlem yaptığı, böylece kendisine karşı haksız fiil işlendiği iddiasına dayalı hukuki mesnedi 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı olan, mülkiyete ilişkin bir davadır. Bu tür, işin aynına ve mülkiyet haklarına dayalı bir davanın aile mahkemesinde değil genel yetkili hukuk mahkemesinde görülmesi zorunludur. Görev ile ilgili kurallar kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece re’sen gözetilmek zorundadır.
Hal böyle olunca, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlere hasren HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.